Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünü Tanıyalım
Çocukken en çok sorulan “büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna “Astronot” cevabını verenler mutlaka vardır. O yaşlarda astronom ve astronot arasındaki farkı pek bilmesek de gözümüz yükseklerde, gökyüzündedir. Üniversite tercihlerinin yapıldığı şu günlerde astronom olmak için gerekenler nelerdir gelin hep birlikte göz atalım.
Merak ile başlıyor her şey. Gökyüzünü merak etmek, yıldızları, Güneş’i, Ay’ı ve hatta üzerinde yaşadığımız gezegeni incelemek ve anlamaya çalışmakla devam ediyor. Sonrasında gördüklerimizden ziyade göremediklerimiz ilgimizi çekiyor ve daha derin uzaya girmiş oluyoruz. İşte üniversite tercihlerine giden yolu belirleyen daha doğrusu belirlemesi gereken motivasyon bu. Hayatınızı etkileyen tercihleri anne babaların, akrabaların, karşı komşunun “kızım/oğlum sen bu puanla bi mühendisliğe veya diş hekimliğine girsen çok para kazanırsın” demesi ile değil, kendi ilgi alanınız doğrultusunda yapmanız sizin için daha iyi olacaktır.
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümlerinin üniversite puanlarının tahmin edilenden daha düşük olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun sebebi ne yazık ki ülkemizde uzay teknolojilerinin çok gelişmemesinden kaynaklı iş bulma sorunu ve mezun olunca yapılacaklar kaygısı. Buna rağmen artık uzaya olan ilginin gün geçtikçe arttığını ve bu konuda yapılan yatırımları da unutmamak gerekiyor. Ülkemizde de bu amaçla başlatılan ileriye yönelik projeler geleceğin astronomları için önem arz ediyor. Bu puanı tutturabilen ama gerçek anlamda uzay merakı taşımayan öğrenciler ilerleyen dönemlerde ağır gelen dersler sebebiyle ya yıllarca sürümcemede kalıyorlar ya da okulu bırakıyorlar.
Bölüm aslında puanı kadar basit değil. Okuması ve geçmesi gerçekten güç dersler barındırıyor. Bunların arasında Kuantum Fiziği/Mekaniği, Gök Mekaniği, Küresel Astronomi, Kısmi Türevli Denklemler, Astrofizik veya Yıldız Atmosferleri örnek olarak sayılabilir. Kısacası sayısal öğrencisi olarak bu bölüme gireceğinizi ve sizden iyi bir matematik, fizik bilgisi beklendiğini unutmayın. Bölümün üçte biri astronomi, üçte biri matematik ve üçte biri de fizik derslerinden oluşuyor. Gelelim tercihleri yaptıktan sonra neler olacağına.
Türkiye’deki 5 üniversitede; Ankara Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi’nde Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, 2 üniversitede de; Akdeniz Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü var. Müfredatlarına her bir üniversitenin kendi internet sayfasından erişerek hangi derslerin okutulduğuna bakabilirsiniz ama genel hatlarıyla benzer olduğunu göreceksiniz.
Üniversitelerin kendilerine göre birtakım avantajları elbette olabiliyor. Puanları yaklaşık olarak birbirine yakın olsalar da tercih etmenize sebep olacak maddeleri kendiniz öğrenmeniz gerekiyor. Burada verebileceğim tavsiye kendi yaptığım gibi bölümü yazmadan önce gidip hocalarıyla konuşmak. Sonrasında yıllarca öğrencisi olacağım Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’ne tercihlerden önce gitmiş ve aklıma takılan tüm soruları sormuştum. Gittiğim ilk günü hâlâ unutamam.
Bölümlerin kendilerine ait teleskopları ve gözlemevleri olabiliyor. Dolayısıyla bölümde okumak için teleskobunuz olması şart değil. Zaten günümüz şartlarında imkanları oldukça zorlayacaktır. Ankara Üniversitesi’nin Gölbaşı’nda bulunan bir gözlemevi var ve bilimsel veriler alınmaya devam ediyor. 2. sınıftan itibaren gözlemlere katılmak için kayıt yaptırabiliyorsunuz ve haftanın belirli gününde orada kalmanız bekleniyor. Gece gökyüzü açık ve gözlem şartları uygunsa güneş doğana kadar o gün görevli hocanız ile gözlem yapıyorsunuz. Son derece ciddi ve disiplinli olmanız şart. Geçerli bir mazeretiniz yoksa birkaç defa gözleme katılmazsanız gruptan çıkartılırsınız.
Hali hazırda Astronomi alanında yüksek lisansımı yapmakta olduğum Ege Üniversitesi’nin de kendisine ait ve aktif olarak kullanılan bir gözlemevi var. Bilimsel gözlemler yapılıyor ve çeşitli etkinlikler yapılmaya devam ediyor. Fakat bulunduğu yer itibariyle oraya ulaşmak biraz zor. Bu sebeple okula ait bir minibüs ile önceden planlanarak oraya ulaşabiliyorsunuz. Düzenli olarak gözlem yapmak istemezseniz de bölüm tarafından gerçekleştirilen gözlemevi etkinliklerinde görev alabilirsiniz. Burada hocalarınızın tek isteğinin ilgili ve istekli öğrenciler olduğunu unutmayın. Tabii başarınız da onlara vereceğiniz bir teşekkür olacaktır. Kısacası başta belirttiğim gibi meraklı ve başarılı birisiyseniz, üniversite fark etmeksizin hocalarınız sizin için ellerinden geleni yapmaya gayret göstereceklerdir.
Erzurum’da yer alan Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulumu devam eden Doğu Anadolu Gözlemevi yalnız bizim değil tüm dünyanın sabırsızlıkla beklediği bir projedir. Türkiye’nin ilk ve en büyük 4 metre çapa sahip kızılötesi teleskobu olma özelliğindedir. İmkanları dolayısıyla yeni öğrencilerin ilgisini çekebilir. Ayrıca Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin de kendilerine ait gözlemevleri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Türkiye’nin en büyük optik teleskobuna ev sahipliği yapan Tübitak Ulusal Gözlemevi, Akdeniz Üniversitesi öğrencileri başta olmak üzere tüm Astronomi öğrencileri için bir fırsat niteliğindedir.
Şimdi sıra geldi kep fırlatıp mezun olmaya. Lisans mezunu olduğunuzda artık “astronom” unvanı almış oluyorsunuz. Yüksek lisans mezunu olduğunuzda ise “bilim uzmanı”. Tabii mezun olmakla bitmiyor asıl olay burada başlıyor. Nasıl bir öğrencilik hayatı geçirdiğinize bağlı olarak mezun olduktan sonra ne yapacağınıza da karar vermiş olmalısınız. Eğer notları gerçekten iyi ve akademik bakış açısına sahip biriyseniz eğitiminize yüksek lisans ve doktora yolunda devam ederek okulda kalmayı tercih edebilirsiniz. Bu eğitimlerinize kendi üniversitenizde başlayabileceğiniz gibi yurtdışı bağlantılarınız ile farklı ufuklara da yönelebilirsiniz. Bu noktada sizden beklenen şeyin tam anlamıyla akademik bir çalışma olduğunu unutmayın. Henüz yüksek lisans yaparken dahi onlarca İngilizce makale okumanız ve yabancı dilinizi iyi düzeyde kullanmanız gerekecek. Bunlarla birlikte üniversite bünyesinde artık bir araştırma/öğretim görevlisi adayı olacaksınız ve bilim yoluna ışık tutacaksınız. Fedakarlıklar ve kazanımlar.
Üniversite öğrencisiyken kulüplere katılan ve aktif rol alan bir yapınız varsa belki sektöre atılmayı düşünebilirsiniz. Burada yine farklı yollar sizi bekliyor. Eğitimci kimliğiniz ağır basıyorsa ve yaratıcı düşünceye sahipseniz özel okullar, belediyeler veya bilim merkezlerinde Astronomi Eğitmeni olabilirsiniz. Genel izleyici kitleniz ilk ve ortaöğretimdeki öğrenciler olacaktır.
Eğitimci olmayı pek düşünmediyseniz ve ticarete merakınız varsa o zaman ülkemizde bulunan ve teleskop gibi astronomi ürünleri satan firmalarda çalışmak sizin için uygun olabilir. Bilgisayara ve yazılıma ilginiz varsa astronomların en önemli ihtiyaçlarından birisi olan yazılım dili öğrenerek de geleceğinizi şekillendirebilirsiniz.
Tüm bu açıklamalar ve örneklerin dışında hedefini doğru belirleyen birisi olmayı başarırsanız imkanlar yaratabilir ve kendi yolunuzu kendiniz açabilirsiniz. Üniversitenin imkanlarından yararlanın. Örneğin Erasmus programına başvurun, kulüplere katılın, hocalarınıza ders dışında sorular sorun. Sayısal bir bölüm olmasının yanında felsefi düşünmeyi ve sorgulamayı gerektiren bir alan. Onu diğer tüm bölümlerden ayıran özelliği; evren dediğimiz uçsuz bucaksız yeri zihnimizde canlandırmayı öğretmesi. Bunu yapabildiğinizde dünyaya bakış açınızın değiştiğini göreceksiniz. Eski zamanlardaki bilim insanlarının filozof, matematikçi, astronom gibi özelliklerle anıldığını hatırlayın ve mezun olduğunuzda bilim insanı kimliğini gururla taşıyın.
Önemli olan gerçekten ne istediğiniz ve neyi başarabileceğinizdir. Kendinizi iyi tanıyın, özelliklerinizi, güçlü ve zayıf yönlerinizi ele alın. İstemediğiniz bir yolda uzun vadede başarılı olmanız çok güçtür. Yazımızı Konfüçyüs’ün sözüyle bitirmek istiyorum: “Eğer sevdiğiniz işi yaparsanız, ömrünüz boyunca bir işte çalışmış olmazsınız.”
Kaynak: